SAMSUN-İSTANBUL-KONYA ÜÇGENİ

TARİH :8-24 MAYIS 2016
ROTA: SAMSUN-KASTAMONU-KARABÜK-ZONGULDAK-İSTANBUL-KÜTAHYA-AFYON-KONYA-KIRIKKALE-ÇORUM-SAMSUN
MESAFE :2403 KM
MOTOSİKLET :FALCON FREDOOM 250

                        1.ETAP SAMSUN-İSTANBUL
       2016 yılı için tatil planımı aslında Aralık 2015 de oluşturmuştum. 11-15 Mayıs arası turla Yunanistana tatile gidecektim ama Samsundan İstanbula motor turu yapmak istiyordum. En son motorum olan Mondial 150cc Süperboyu sattım ve yeni bir motosiklet almam gerekiyordu. Aklımdada uzun yol için rahat olabileceğini düşündüğüm hemde fiyatı uygun olan Falcon freedom 250 vardı. 6 Mayısta bayiden sıfır 6500 tl 8 taksit aldım. Aynı gün plaka ve ruhsat işlemlerini yaptırdım.
      7 Mayısta motosikletim serviste kurulumu yapıldı ve ilk gün 75 km mesafe katettim. Aynı gün tüm ekipmanlarıda tamamlamak istedim. Ekipman derken ilk motorum değil tabi kask mont dizlik her şey var. Motora yan çanta sosis çanta kilit ve branda aldım. hazırlıkları tamamladım. Ertesi gün 8 mayıs sabahı samsundan istanbula yola çıkacaktım.   

Rotam hazırdı. Amacım gezmek olduğu için Hiç otobana girmeyi düşünmedim.  Havza-Vezirkopru-Boyabat-Kastamonu-Safranbolu (Gece konaklama)- Zonguldak-Eregli-Alapli-Akcakoca (Gece konaklama)- Karasu- Agva-Sile ve sali ogleden sonra Istanbul kadikoyde halamlar olacaktım. Gerçi aynı gün akşam Turla Yunanistana geçiş yapacaktım.
Tüm hazırlıklar tamamdı. Akşamdan çantamı hazırlamıştım.Artık yaklaşık 900 km lik yol 2 gün boyunca beni bekliyordu. Sabah 8,30 da Canikteki evimden çıkış yaptım. Babam ve Annem yolcu ettiler beni.
Motor sıfır olduğu ve rodaj döneminde olduğundan oldukça yavaş ilerliyordum. Ortalama 50-60 km hızla ve arada motoru 15-20 dk dinlendiriyordum. Havzada bir mola vereyim hem ben çay içerim hem motor dinlenir dedim. Yol üzerinde bir tesise girdim. Ordan sonra zaten Vezirköprü yoluna saptım.
Vezirköprüye gelince 112 de çalışan arkadaşlarımı ziyaret edeyim dedim. Havzada molada durunca aramıştım zaten 1 saate gelirim diye. Sağolsunlar semaveri demlemişler beni bekliyolardı. 1 saate yakın oturduk çay sohbet derken kalkmam gerekliydi. Akşam saatine kadar Safranboluda olacaktım. Gece karanlıkta yol almak istemiyordum malum amacım gezmek etrafı görmekti sadece motor sürmek değil yol almak değildi.
Durağan çıkışına kadar gelince epey yol gittiğimi ve motoru 10 dk lıkta olsa dinlendirmem gerektiğini düşündüm. Etrafta tesis bulamayınca çektim kenara hem ben dinlendim hem motor. Şu ana kadar motor daha 80 km hızı görmemişti. Acelemde yoktu zaten. Havada tam istediğim gibiydi. (Ama nerden bileceğim biraz sonra ıslanacağımı)
Kastamonu-Hanönü arasında bir çeşmede su molası. Burada özellikle durdum 2006 senesinde ailecek araba ile gezi yaparkende durmuştuk burada. Böyle bazı huylarım vardır benim :) gittiğim yerlere bidaha gidip eskiyi anımsamak. Sanki şimdi değilde o zamanda yaşıyomuş gibi hissetmek. Eh aradan 10 sene geçmişti. Burada su molası için duran istanbuldan karadenize yapı malzemesi satışı için giden orta yaş bir esnafla tanıştım ayak üstü muhabbet ettik. Hatta fotoğrafıda o çekti. Bana "Senin yerinde olmak için neler vermezdim " dedi. İşte o an gerçekten duygulandım ve yaptığım işin ne kadar güzel olduğunu bir kez daha anladım.
Ve Kastamonuya girmiştim. Hava kapandı soğumuştu. Aslında Kastamonuda biraz oyalanmak çarşısını gezmek istiyordum ama yağmur yağacak gibiydi ve ıslanmadan Safranboluya ulaşmalıydım. O yüzden oyalanmadım hiç şehir merkezine girmedim.
 
Kastamonu çıkışında petrole girdim. Samsunda aldığım benzin buraya kadar getirmişti. Sürat yapmadığımdan dolayı çok az yakmıştı. km de 12 kuruşla buraya gelmiştim. (1 litre benzin=4,43 tl) Yağmurda başlayınca burada yağmurluklarımı giydim. Zaten Safranboluya çok bi yolum kalmamıştı. Sağolsun benzinliktekiler bir çay ikram ettiler biraz sohbet ettik yağmur dinsin diye oyalandım. Azalıncada yola çıktım. 30 dk kadar kalmışımdır orada.
Yağmurla beraber Safranboluya ulaşmıştım. Yağmurluk olduğundan çok ıslanmadım aslında ama ayakkabı ve corap bayağı ıslanmıştı. İlk işim kendimi bi otele atıp üstümü değiştirmek ve biraz dinlenmek olacaktı. Hemen merkeze 200 metre mesafede Şehzadeler konağını gördüm. Gecelik kahvaltı dahil 70 TL idi. Aslıdna bookin.com dan daha önce incelemiştim daha uygun fiyatlı yerler vardı ama ıslanmam ve üşümemden dolayı araştıracak bulacak vaktim yoktu. Kendimi otele attım. Otel fena deildi çalışanlar güler yüzlü idi. Fiyatta öyle uçuk kaçık değildi. sonuçta 30-40 tl ye çok daha kötü banyo wc si oda dışında olacaktı. Mayıs ayı olmasına rağmen havanın kötü olduğu için akşam kaloriferler yanmıştı. Böylece ayakkabım çorabım çabucak kurumuştu. Hatta gece sıcaktan bunalmıştım bile :) Safrabolu merkezde çektiğim fotoğraflar için http://www.fotograflarlaturkiye.com web sitemden bakabilirsiziz. Birçok fotoğraf olduğu için buraya atmıyorum.
Otelde biraz dinlendikten sonra kendimi Safranbolu sokaklarına attım. Hem acıkmıştım güzel bi yemek yedim. Hem çarşısını dolandım. Aslında ilk gelişim değildi buraya ama nedense o kadar cazip geliyorduki her gelişim ilk gibiydi. Gezmesi güzeldi buaralarda. Epey bir dolaştıktan sonra otele geri gittim malum dinlenmem lazım ve yarın yine yol beni bekliyordu. Sabahta bir göz atarım dolaşır öyle çıkarım dedim.
Sabah otelde kahvaltıdan sonra kısa bir şehir turu sonrası Zonguldağa doğru yola çıktım. Zonguldaktan sonra tamamen karadeniz kıyısı üzerinden İstanbula ulaşmayı planlıyordum. Hava ilk çıktığım gün dibi değildi. Yağmurun ardından bozmuş kapalı bir hava vardı ve bu benim canımı sıkıyordu. Yağmasada kapalı olması bile gezme keyfimi biraz kaçırmıştı aslında. Neyse yapacak bir şey yoktu yola devamdı. Safranbolu Zonguldak arası motosiklet için müthiş bir yol. Gitmemiş olanları kesinlikle tavsiye ederim. Her taraf yemyeşil virajlı eğimli manzara muhteşem. En az 20 tanede tünelden geçmişimdir. Zonguldağa geldikten sonra bi yemek molası ve ardından tekrar yola koyulduım.
Zonguldak Ereğli arası yol üzerinde böyle bahçe ürünü satan bir çok teyze amca vardı. Birinde durayım dedim. Erik çilek ıvır zıvır kendi ürünleri satıp bütçeye katkı sağlıyolardı. Çok güzel bir şeydi. Oturdum teyzemle sohbet ettim. Nerden geliyosun dedi Samsunda dedim. Oooooo dedi çok şaşırdı o kadar yoldan. Daha gideceğim yolu bilse ne derdi kim bilir. Aldım bir kutu çilek. Teyze dedim bir fotoğraf çekinelimmi hatıra olsun dedim. Tamam dedi çekindik. Hemen peşinden " ama internete koyma haa. öyle yapıyorlar dedi". Tamam dedim teyzem söz koymayacağım. O yüzden teyzenin yüzünü kapattım. Söz vermiştim tutmam gerekli idi. Hadi dikkat et yavaş git deyip uğurladı beni sağ olsun.  
Ereğlide kısa bir şehir tururnun ardından Alaplıya yola çıktım. Alaplının bende yeri bir başkaydı. Aralık 2010-Mayıs 2011 arasında Alaplıda askerlik yapmıştım. Gerçi acemi birliği Devrek idi buraya Ocak sonu gibi geldim. 17 mayıs 2011 de buradan terhis olmuştum. Aradan tam 5 sene geçmişti ve Mayıs 2016 da ben burda idim. Önünde fotoğraf çektirmek istedim. Aslında karakolu arkana alarak fotoğraf çekinmek yasaktı biliyordum ama bunu yapmadan geçemezdim. Hızlıca fotoğraf çekinirken arkadan kulübeden asker bağırdı "Burda fotoğraf çekmek yasaktır" İçimden biliyorum dedim. O kulübedeki askerin yerinde kaç defa nöbet tutmuştum kim bilir. Gece 2-4 veya 4-6 gündüz 10-12 nöbetleri. O bahçesi, arka tarafı. Aslında imkanım olsaydı izin alıp koridorları yemekhaneyi ve yatakhanemi görmek isterdim. Sonuçta iyi veya kötü bir anıydı ve zaman geçince insan eskiyi mutlaka özlüyordu. 2 haftada bir kez çıktığım çarşı izninde dolaştığım yerleri gezdim  Alaplıda. bir daha ne zaman gelirdim geçerdim buradan bende bilemezdim.
Alaplıdan sonra yola devam dedim. Planda Akçakocada gecelemek vardı ama vaktin daha olduğunu görünce devam edeyim istedim. İstanbula daha az yolum kalacaktı ve ertesi gün akşama Yunanistana yola çıkacaktım. Karasuya kadar geldim. HAva serinlemeye başlamıştı hemen sahile indim bir otel buldum. Deniz kenarında Otel Karasu vardı. Sordum 70 tl dedi. Safranboludaki otel daha otantik idi bu daha modern. havuzlu falan. Ama sezon için tadilat vardı ve koskoca otelde toplasan 10 kişi anca vardı. neyse gece kaldım dinlendim sabah otelde aldığım kahvaltı akabinde yola çıktım. Ağvaya kadar durmadım. Ağva eskiden beri aklımda olan bir yerdi. Bir İstanbul Masalı dizisinde aklımda kalmıştı o zamandan beri görmek istiyordum. Girdim bir balık lokantasına balık kola cay karnımı doyurdum dinlendim. (Fiyatlar biraz pahalı bilginiz olsun. 2 kişi ortalama 80-100 tl arası ödersiniz) 
Burdan sonra yol kalmamıştı Şile ve İstanbul vardı. İstanbula girdikten sonra direk Ümraniyeye geçtim ve dayımın oğlunun evi güvenlikli kapalı oto parklı idi motoru oraya bıraktım.
Ümraniyeden sonra kadıköye halamlara geçtim akşam yemeği dinlenme derken saat 21:00 gibi evden çıktım. Harbiyeye geçtim. Gece 24:00 da turla Yunanistana geçecektim. Burada motor turum son bulmuştu. 950 km 2 gün sürdü ve Yunanistan dönüşü tekrar motorla yolllara dönecektim.
                                                     2.ETAP İSTANBUL-KONYA
 

 
5 günlük turla gittiğim Yunanistan gezisinden dönmüştüm. Motorumu dediğim gibi dayı oğlunun kapalı otoparkına bırakmıştım. Gittim aldım. bakım zamanı gelmişti. Aslında ilk bakım 500 km de olması gerekiyordu ama yolda Akçakocada uğradım bir servise işi yoğundu bende neyse dedim İstanbulda yaptırırım. Kadıköyde yetkili servise uğradım 70 tl karşılığı 500 km bakımını yaptırdım. Bakım sonrası Konya Beyşehire doğru yola çıkacaktım.


 
Bakım yaptırdığım gün İstanbulda şöyle keyfe keder gezeyim istedim. Haremden çıktım sahil boyu yalıların içinden beykoza kadar gittim. Kız kulesi karşısında bir çay içtim. Beykozda tatlı yedim. Giderken çok sevdiğim dizi olan Yaprak Dökümü dizisinin Beylerbeyindeki evine uğradım :) Sahile çok yakın 200 metre. Dönüşü tekrar sahilden değilde çevre yolundan yaptım kadıköye geçerek söğütlüçeşmede bulunan kapalı otoparka 1 günlüğüne 24 tl karşılığı motorumu bıraktım.
 
Akşamdan rotayı hazırlamıştım.  Kadikoyden çıkıp -Gebze-Sapanca-Bilecik-Bozoyuk-Kutahya-Afyon üzerinden Akşehir ve sonunda beyşehire ulaşacaktım. Beyşehirde abimler vardı 2-3 gün onlarda kalacaktım. Afyonda 1 gece termal otelde kalacaktım. Plan hazırdı sadece uygulaması kalmıştı.
Sabah evden çıktım otoparktan motoru aldım. Halamlarda kahvaltımı yapıp yola koyuldum. Saat 10:00 u bulmuştu kadıköyden ayrılışım ve yolum uzundu. Tuzlada benzin istasyonuna girdim ve depomu fulledim. E-5 üzerinden gelmiştim ve hep eski yoldan gidecektim. Zaten HGS yoktu otoban kullanamazdım kullanmayada hiç ihtiyacım yoktu.
Adapazarından içeri sapmıştım . Antalya Eskişehir yolunda Geyve mevkilerinde idim. Motorun üstünden inmeden bir fotoğraf çekeyim dedim :)
Kütahya girişinde tabelada durup fotoğraf çekindim. Tam fotoğrafım bitti burada 2 motosikletli yanımda durdu. Hayırdır bir sıkıntı varmı dedi. Yok sağ olun dedim İstanbuldan geliyorum gezideyim fotoğraf için durdum dedim. Orda başladık sohbete. Onlarda İstanbuldan geliyorlarmış. ikisi aynı motorsikletle gitmişler oradan biri Honda transalp almış sıfır onu getirmişler. Zaten onların yol bitmiş Kütahyalı imiş ikiside. Hatta biri Kütahyalı camcı hasan. Eğer olurda bunu okursa selam olsun buradan ona. Onlarlada bir fotoğraf çekinmedim ona üzüldüm sonra. Motorsikletlilerin bu huyunu çok seviyorum. Hiç tanımasa bilmese bile durur yardım eder. Yoldan geçerken selam verir. Kaç kişi selam verdi bana yolda motorlu sayısını hatırlamıyorum. Arabada bu duyguyu hiç yaşayamıyosun :(  Onlara Afyonda konaklayacağımı söyledim otel konusunda fikir verdiler. Hatta Samsundan tanıdığım bir abimede selam iletmemi söylediler.

Akşam saatleri olmaya başlamıştı. Afyona girmiştim. Girişte sağ tarafta bir AVM var oraya girdim hem yemek yiyim hem dinleneyim diye. Hemde termal otel araştıracaktım. Sağ olsun güvenlikçi arkadaş çok yardımcı oldu. Nerde kalırım dedim Gazlıgöl mevki var bir sürü otel pansiyon bulursun dedi. Merkeze 20 km imiş. Eskişehir yolu üzerindeymiş. Avm den çıktım oraya gittim. belediyeye ait Midas Termal otel var orada bir gece 40 tl karşılığı kaldım. Ama siz siz olun sakın orada kalmayın bi kere kalmış bulundum. Olabildiğince pis bi yer.Ve  ilgisizler. Aynı paraya bir sürü özel pansiyon otel falanda kalabilirsiniz. Hatta eğer paranız çoksa 250-300 gibi rakamlara Oruçoğlu mükemmel bir tercih. Ama bizim gibi uzun süreli gezginler ekonomiyi ararlar. idareli olmamız lazım sonuçta çadırda da kalan insanlarız biz :)
Sabah otelden ayrıldım Afyon merkeze geçtim tost çay sonrası Afyonu dolaştım. Afyonla ilgili bir çok fotoğraf çektim yine bakmak isterseniz www.fotograflarlaturkiye.com web sitemden Afyonkarahisar kategorisinden bakabilirsiniz. Fazla gecikmemek için öğlene doğru Akşehire doğru yola çıktım. Öğlen 12:30 gibi Akşehirde idim. Cuma namazını orada kıldıktan sonra Nasrettin hoca türbesini ziyaret ettim çarşı turu derken öğleden sonra Akşehirden son durağım olan Beyşehire yola koyuldum.
Saat 16:00 ı gösterirken beyşehire giriş yapmıştım. Neysek i bu yolculuğumda yağmursuz ama serin bir hava vardı. Eh birazda yorulmuştum. Abim öğretmen olduğu için mesai bitmişti onunla buluştuk eve geçtik. Ben dinlendim biraz. Tabi onlarla sohbet gezi anıları. Ee 2 tanede yeğenim var özlemişim onları sevdim oyalandım ve 2. etabıda bitirmiş oldum.
 
3.ETAP KONYA-SAMSUN
 
 Ve gezimin sonuna gelmiştim. 3 günlük Beyşehirde abimlerde dinlendikten sonra 24 mayıs sabahı erkenden yola çıkmaya karar verdim. Erkenden diyorum çünkü bu sefer tek hamlede yolu bitirecektim. Ertesi gün işbaşı vardı çünkü. Aslında 1 gün önce çıkıp Kırıkkalede halamda konaklamayı düşündüm ama yağmur buna elvermedi yola çıkma dedi. Mecburen ertesi günü bekledim.
 
Rotamı akşamdan belirlemiştim. Sabah 8 gibi Beyşehirden yola çıkacaktım. Konya Cihanbeyli Kulu üzerinden Kırıkkaleye ulaşacaktım. Burada halama uğrayıp biraz dinlenme ve halamı ziyaret molası verecektim. Sonra yola devam deyip Sungurlu Çorum Merzifon Havza üzerinden Akşam saatlerinde Samsuna ulaşacaktım. Ve sabah 8 oldu teker dönmeye başladı.
İlk ihtiyaç molamı Konyayı geçtikten sonra bir restoranda verdim. Çok durmadım aslında. Zaman kaybetmek istemiyordum lakin karanlığa kalmak hoş olmayacaktı. Hemde zaten sabahın erken saatleri üşümeye başlamıştım akşam karanlığını düşünmek bile istemiyordum. Öğlen 1,30 civarları Kırıkkaleye ulaştım. Maalesef orada fotoğraf çekinmeyi unuttum :) Dedimya erkenden Samsuna ulaşmaya çalışıyordum. Kırıkkalede 1,30 saat dinlendim. Halamla bir yemek balkonda çay keyfi muhabbet derken yolcu yolunda gerek dedim ve 3 de yola koyuldum.
Kırıkkaleden çıktıktan sonra Çorum Sungurlu tesislerinde bir mola daha verdim. Samsuna sadece 240 km yolum kalmıştı. Bundan sonra sadece 1 defa benzin alma maksatlı durdum. Allaha şükür kazasız belasız planladığım saatlerde akşam 19,20 de Samsuna giriş yaptım. Ve bir motosiklet gezimin serüvenimin sonuna geldim.
 

5 yorum:

  1. Süper bir gezi olmuş. Bende planlıyorum benzer bir şey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba geziniz çok güzel paylaşımınız da yakıt konusu ve motorla ilgilide biraz bilgi verirmisiniz 25 sayfa yorum okudum genelde boşa geçmiyor ve plastik akşamın zayifligindan bahsedilir ve vidaları hep boşta deniyor saygilar

      Sil
    2. Boşa geçmiyor gibi bir sorunu yok. profosyonel bir sürücü her şekilde boş vitesi bulur zaten. Acemiler için biraz zor gelebilir belki. vidalar boşta falan filan hep safsata. ama plastik aksamı ve diğer aksamları zayıf denilebilir. Sonuçta bu fiyata yüksek bir kalite beklememek lazım.

      Sil
  2. emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Yine bekleriz Levent. Bizimde bir fotoğrafımızı çekip koysaydın sitene unuttuk o zaman söylemeyi.

    YanıtlaSil